Diş taşı temizliği zararlı değil hatta diş eti hastalıklarının önüne geçmek için atılması gereken ilk adımdır.

Diş taşları bütün diş eti hastalıklarının etken faktörüdür. Diş taşlarınızın hekiminiz tarafından, belirli periyodlarla ağızdan temizlenmesi gerekir.

OFFICE BLEACHING, HOME BLEACHING olmak üzere 2 farklı yöntemi olan diş beyazlatma işleminin diş minesine zararı, günlük hayatta tükettiğimiz bir bardak kolanın verdiği zarar kadardır.

Dişlerin beyazlatılması diş hekiminizin gözetimi altında yapılırsa son derece etkin ve güvenlidir. Dişler ve diş etleri hiçbir şekilde zarar görmez.

Yanlış diş fırçalama, diş eti hastalıkları, diş sıkma gibi sebeplerle dişeti çekilmesi problemi yaşayabilirsiniz.

Diş etinde oluşan iltihaplar da, dişinizi çevreleyen kemik dokuda erimeye ve çekilmeye sebep olabilir.

Bu durumun esas nedeni, düzenli diş hekimi kontrollerinizde, muayene esnasında anlaşılabilir. Kendiniz ise aynaya baktığınızda sarımsı kök yüzeyleri görüyorsanız çekilme var demektir. Ayrıca dişlerde çürük olmadığı halde sıcak/soğuk hassasiyeti de çekilmeye işarettir. Çoğu zaman kron boyları uzadığı için dişler uzamış görünür. Estetik kaygıları ön plana çıkaran bu görüntünün sebebi de çekilmeler olabilmektedir.

Ağız hijyeninin eksiksiz ve doğru bir şekilde sağlanması çok önemlidir. Özellikle fırçalama esnasında diş etlerine aşırı baskı yapmadan fırçalamak ve sert fırçalar yerine orta ve yumuşak uçlu fırçaları tercih etmek gerekir. Tüm ağız ve diş sorunlarında olduğu gibi erken teşhis için 6 ayda bir diş hekimi kontrolleri ihmal edilmemedir.

Diş eti kanaması diş eti hastalığının en sık karşılaşılan belirtilerindendir.

Diş eti kanaması diş eti hastalığının habercisi olduğu gibi başka rahatsızlıkların da habercisi olabilir. Bu nedenle mümkün olan en kısa zamanda diş hekimi tarafından hasta muayene edilmeli ve değerlendirilerek tedavi planı hazırlanmalıdır. Tedavi edilmeyen ve sadece antibiyotiklerle geçiştirilen diş eti kanaması ileride kemik erimesi ve diş kayıplarına neden olabilir.

Genel sağlık durumu iyi, kemik gelişimini tamamlamış ve çene kemiği yeterli seviyede olan her hastaya, her yaşta implant tedavisi uygulanabilmektedir.

Dişsiz alt-üst çenelerde, azı dişlerin kaybına bağlı olarak arka bölgesi dişsiz sonlanan hastalarda, tek diş kaybı durumunda ve uzun dişsiz boşluklar gibi diş eksikliği olan her bölgede uygulanabilmektedir.

HANGİ DURUMLARDA İMPLANT UYGULANAMAZ?

• İyileşmeyi etkileyen diyabet ve kronik kardiyovasküler hastalıklarda,
• Kemik gelişimi tamamlanmamış olan genç hastalarda,
• Hamilelerde,
• Çok miktarda sigara kullanan kişilerde (Sigara kullanımı ağız içindeki iyileşmeyi baskılar ve implant başarısının düşmesine neden olabilir),
• Alkol ve uyuşturucu madde bağımlılarında,
• Baş-boyun bölgesine yüksek dozda radyoterapi uygulanmış kişilerde,
• Yüksek tansiyon hastalarında,
• Hemofili ve önemli bağışıklık sistemi rahatsızlıkları gibi kronik hastalıkları olan kişilerde,
• İmmun sistemi baskılayıcı ilaç kullanan hastalarda,
• Kortikosteroid kullanan hastalarda,

İmplant uygulanması endike değildir.